Blog

Görülesi, yaşanası bir yer..BARCELONA..

Pazar, Nisan 20th, 2014

00000020_f

Görülesi.. Yaşanası.. Hatta yaşlanılası bir yer BARCELONA…

Sabah evde sakin sakin e maillerime bakıyorum .. THY den bir promosyon haberi .. 10.000 mil Avrupa .. Hemen şimşekler çakıyor, telefonlar açılıyor .. 13.000 milim var yaşasın .. Bu ücretsiz bir uçak bileti demek .. Peki ya parkur .. Çok zor olmuyor karar vermemiz, güzergah hep gitmek istediğimiz BARCELONA.. 

Dört günlük bir kaçamak olacak bu ama olsun diyorum, nasıl olsa dolu dolu yaşayıp , onu bir haftalık tatile denk yaparız ..

İnternet ten en güzel caddelerinden biri olan La Rambla üzerinde Internacionale adında tek yıldız bir otel buluyoruz. Günlüğü 100€ olan bu otele, uçaktan indikten sonraki ulaşımımızında kolay olacağını gelen konfirme e-mailinden öğreniyoruz .. 

Belki de hayatımızın bugüne kadar ki en güzel küçük kaçamağı olacağını sonradan öğrendiğimiz tatilimize Yeşilköy havaalanına 10 dakika mesafede olmanın lüksünü yaşayarak, THY yolları ile Barcelona’ ya uçuyoruz. Uçakdan indiğimizde hemen bir otobüse atlayıp, İki çek çek bavulumuzla Plaça Catalunya ya varıyoruz. Ve La Rambla’ ya doğru yürüyoruz .. Tanrım biz nereye geldik .. bu kalabalık da ne .. Tam bir şok yaşıyoruz. Caddenin iki yanında, çiçekler, kuşlar, tavşanlar satan tezgahlar, gözlüklü köpeği ile mızıka çalanlar, şarkı söyleyen zenci kuklalar, kasetten gelen müzik ile dans eden İspanyol çift, caddenin her tarafında başına pek çok kalabalığı toplayan insan heykeller (human statue) .. Etrafımda tüm bunlar olurken ben, yolunu kaybetmiş bir kaplumbağa edasıyla, otele geldiğimizi bile fark etmiyorum . Asansörle ikinci kata çıktığımız odamız, tam hayatın ortasında .. caddeye bakıyor .. Sanki hareketli bir film setindeyim .. Ufak ama temiz olan odamızın fiyatının, konforuna göre biraz yüksek olması, konumundan kaynaklanıyor.

Caddenin temposuna kendimi kaptıran ben, o bavulları açıp nasıl bir çırpıda yerleştirdiğimi hatırlamıyorum ..

Ve işte bizde film setinin birer oyuncusu olarak dışarıdayız .. La Rambla üzerinde ilerledikçe, hayat iyiden iyiye hareket ve renk kazanıyor. Yağlı boya tablo ve portre çalışması yapanlar, çivilerin üzerine yatmış ağzına kılıç sokan Hintli ve ekibi nin gösterileri, yerde zar oyunu ile etrafında kalabalık oluşturan insanlar (sakın oynamayın, tavsiye etmem .. hatta seyrederken bile dikkatli olun, cüzdanınızı kollayın) , kibarca para isteyen dilenciler .. Bu harika caddenin şokunu yaşarken ayaklarımız bizi arkasında deniz görünen bir meydana getiriyor. Üzerinde Monument A Colom bulunan ve bütün gençliği buraya toplayan meydanın arkasında güzel bir yat limanı Port Vell .. Alışveriş merkezini , lokantaları, büyük akvaryum u, çocuklar için çeşitli eğlence trenlerini, sinema salonlarını kıyıya bağlayan, yüzer bir iskeledeyiz .. Sanki mimari proje yarışmasının birincisi olmuşçasına kadar güzel olan bu iskelenin üzerinde… kitap okuyanlar, iş yerinden soluk almak için çıkan takım elbiseli iş adamları, çoraplarını çıkartmış uyuyanlar, el ele kol kola oturan genç aşıklar .. derken bir anda müzik sesleri yükseliyor .. Dört kişilik rengarenk kıyafetler içinde ki grup, harika sesleri ve yaptıkları müziklerle olduğum yerde oynatıyor beni .. Grubun şapkası ile para toplayan roller blade li lideri ise bir harika .. Pace (Barış) bayrağı asan, ismini bile bilmediğim grubun şarkıları ise, halen kulaklarımızda… 

Limandan devam ederseniz upuzun bir sahil e ulaşıyorsunuz .. Bu sahilde isterseniz bisiklet kiralama şansınız var .. Akşamüzeri çeşitli tezgahların da kurulu olduğu bu sahildeki satıcılar en ufak bir polis ihbarı aldığında tezgahını sırtına çıkın yapıp kaçıyor .. ama sadece iki dakika için, sonra hemen yerlerini alıyorlar. 

Gün içerisinde herkesin kaçıp deniz havası almaya geldiği bu kumsallar, çok eğlenceli ! Akşamki gösterilerine hazırlanan dansçılar, lobut çevirenler .. Sizde bu arada benim gibi Bukeria ‘dan almış olduğunuz muhteşem renk ve tat da ki meyvelerinizi yiyebilirsiniz burada ..

Bukeria ; Sabah yola çıkmadan, yada akşamüzeri otelinize dönerken uğrayabileceğiniz La Rambla üzerindeki sebze, meyve ve balık hali. Son derece şık ve bakımlı hanımların, bembeyaz önlüklerle , saçları yapılı bir şekilde ustaca balık ayıklamalarından gözünüzü alamıyorsunuz. Bu çarşıda aradığınız her şey var .. Rengarenk, ellemeye bile kıyamayacağınız güzellik de meyveler, kuruyemişler , çeşit çeşit etler, üzerinden derisi alınmış dokunulası pembelik deki domuz, balıklar … Bu renkli mekanda bile birkaç saatinizi geçirebilirsiniz, tezgahları, tezgahtarları ve ürünleri seyrederek .. Oradaki harika meyvelerden almayı unutmayın. ( Vietnam papaya sı tavsiye olunur !) 

Kumsal dan yukarıya doğru başınızı kaldırdığınızda, size kuşbakışı Barcelona’yı gösterecek olan Teleferiği görebilirsiniz. (Telefericos de Barcelona Tel: 081 033160) Gidiş dönüş bedeli kişi başı 9€ olan bu teleferiğe mutlaka binip, Barcelona ‘ yı seyredin ve derim ki kameraya da çekin .. 

Teleferikten manzarayla büyülenmiş bir şekilde indiğinizde karşınıza çiçeklerle dolu bir park çıkıyor .. Yanınızda bir sandviç ile cola alın derim gitmeden .. Zira park da ki yüksek duvarlardan birinin üzerine oturup, manzara eşliğinde belki de en güzel öğlen yemeğinizi yiyeceksiniz .. Parkın içinden devam ederseniz karşınıza sizi, önce Miramar ardından da Mont Juik tepesine ve oradaki kaleye götürecek iki aşamalı teleferiğe rastlıyorsunuz. Giderken en yukarıda, dönerken ise, ilk durak da inip, yürüyün. Yukarıdaki görülmeye değer güzellik deki bu kaleden , olimpiyat stadyumunu da seyredebilirsiniz.

Her attığımız adımda, karşımıza ayrı bir güzellik çıkıyor Barcelona’ da.. Ve bir şehri en iyi öğrenmenin yolunun yürümek den geçtiğini savunan biz, saatlerce yürüyoruz yürüyoruz .. Yorulduğumuz noktadan, ya otobüse yada metro ya biniyoruz .. Tam bir yerli gibi, bütün toplu taşıma araçlarını kullanıyoruz .. 

Şehri boydan boya kesen Diagonal caddesi yakınında, geceleri ışıklarla aydınlatılan muhteşem güzellik de ki Temple de la Sagrada Familia ‘ yı görmelisiniz. Gaudi yapımına 1882 yılında başlanan inşaatta , yıl sonra proje direktörü olmuş ve 1926 da ölene kadar kırk yılı aşkın bir süre bu proje üzerinde çalışmış. İnşaata, bugün hala onun projesine sadık kalarak öğrencileri tarafından devam edilmekte. Tapınağın iç kısmındaki mermer sütunlar , bir ağacı model alarak projelendirilmiş. Göz alabildiğince yükselen bir ağaç bu .. İçerisinde son derece büyük bir şantiyenin kurulu olduğu bu tapınağın en üstüne asansörle çıkmak isterseniz 2€ ödemeniz gerekiyor. Yok benim gibi daracık merdivenlerden yükselmek isterseniz, ücretsiz .. Ancak çok dar, karanlık ve biraz da boğucu olduğunu söylemeliyim .. 

Seyahatinizin bir sabahını Park Güell ‘ e ayırmalısınız. Merkezden otobüs ile daha rahat ulaşabileceğiniz bu park, Gaudi tarafından yapılmış. İçerisinde Gaudinin müzesi, yürüyüş yolları , Barcelona ‘ nın simgesi haline gelen iguana heykeli, kafeler, Gaudi ‘nin eserlerinin minyatürlerinin satıldığı minik dükkanlar mevcut.

4€ Vererek girdiğimiz Gaudi’ nin 1906-1926 yılları arasında yaşamış olduğu, yeşillikler içerisindeki , halen müze olarak kullanılan evi (Casa-Museu Gaudi), onun kendi tasarımı olan eşyalar ve arkadaşlarının eserleri ile dolu. 

Park Güell ‘ den sonra , Gaudinin en göze çarpan eserlerinden biri olan Casa Mila’ (La Pedrera 1906-1912) yı görmelisiniz.. (Giriş 7€) Binanın en ilgi çeken yanı, Barcelona’ nın simgelerinden biri kabul edilen, insan figürleri şeklindeki bacaları.. Binanın dış yüzeyi ve balkonlardaki metal işçiliği ile tam bir dünya harikası..

Passeige de Gracia caddesindeki bakıldığında İguana yı andıran Casa Batllo (içine girilemiyor) Gaudi ‘nin favori malzemeleri olan seramik ve mozaiğin kullanıldığı ve ilk görüşte insanı büyüleyen eserlerden biri..

Akşam için yemek nerede yiyelim derseniz, tereddütsüz Restorante Los Caracoles derim. (Calle Escudellers, 14-08002 Barcelona Tel:93 302 31 85) Öğlen 13.00 ile akşam 24.00 saatleri arasında hizmet veren yer, tam anlamı ile bir İspanyol lokantası. Her zaman kalabalık olan bu mekanda, barda beklemek de keyifli .. İçkinizi yudumlarken, dekorasyon, etraf da asılı duran kurumuş etler, raflardaki şaraplar her şey harika .. Paella de Mariscos’ u ( Deniz mahsullü Paela) deneyin .. 

Bir başka akşam için Plaça Reial da ki Les Quinzenity ‘ yı ( Tel:93 317 30 75) tavsiye ederim. Bir İtalyan lokantası olan bu yer de, yaklaşık bir saat kuyruk beklediğimizi söylemem gerek. Ne var ki, beklerken etrafınızda sizi eğlendirecek o kadar çok şey oluyor ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz .. (Yalnız size bu sırada çeşitli gösteriler yapan kişilere vermek üzere , yanınızda bol bol bozuk para bulundurun) Bu mekandaki lezzetler ve fiyatlar süper..

Hem Gaudi’ nin eserlerini görmek, hem de cıvıl cıvıl,insanı içini kaynatan bir atmosferde tatil yapmak istiyorsanız, Barcelona ideal..

Fulya Erokyar

Yorum Bırakın.