Blog

Temmuz 2013- Gökçeada..

Pazar, Nisan 20th, 2014

gokceada24

Gökçeada Temmuz 2013

 

Gece 02.30 da cıktik yollara..Yolda karısik ama Öyle böyle değil karisik degil, karmakarisik bir cd dinlediğimizden , yolların nasıl gectigini bile anlamadık.. Mehtabın batışını güneşin doğuşunu , ayçiçek tarlalarındaki ayçiçeklerin güneşe dönüşünü gördük ..acıktikca çig keju muzdan yedik ..

 

Şu an Kabatepe de sabah saat 07.00 . İnanilmaz bir kuyruk var .Bulunduğumuz yerden gişeye yürümek bile uzun zaman alıyor. Bilet 29.-tl .tamam da, vapur 2 saat de bir .08.00 a binemez isek bir sonraki 10.00 . Kısmet diyoruz ve bekliyoruz. Sırada Tır larında olmasından dolayı biraz ümitsizliğe kapiliyorsak da tatil deyiz ..stres yok , prensibimiz!! Bu arada bileti önceden internetten almanın espirisi yok, sıraya gore biniyorsunuz..

 

Saat 07.45 gibi arabalar alınmaya baslıyor , son dakika 3 tırı almıyorlar ve iste feribot dayız.. Yaşasın;)) yol yaklasik 1,5 saat .ama keyifli. Bir çay , bir kahve içimlik diyebilirim .Size eşlik eden Martıları seyrederken varıyorsunuz adaya. Ada girisi, Bozcaada kadar keyifli değil ,ne yalan söyleyeyim ..Araba ile merkeze gidiyoruz hemen , otelimize . Kale Palace“http://www.hotelkalepalace.com/.com. Yeni ve temiz ,tam merkezde iki kişi iki gece oda kahvalti 140 euro..ucuz degil , hatta pahali , ama yalnızca 2 gun için gittigimizden riske atmak istemedik ve booking.com dan yaptik rezervasyonu .Yoksa adada pansiyon alternatifleri cok fazla .gidince de bulunabilir .

 

Otele saat 10.00 gibi varmamiza rağmen odalar hazırdı. Hemen esyalarımızı yerlestirip kendimizi atiyoruz yollara. İlk hedef güzel bir kahvaltı.AÇIZZZZ… Yer ‘Yukarı Kaleköy ‘ Mustafanin kayfesi..Mekan cok güzel agaclarin altında ..Derinden gelen Yunan muzigi  eslik ediyor köy  kahvaltımıza. 2 kisilik kahvaltı31.-TL. www.HYPERLINK “http://www.mustafaninkayfesi.net/”mustafaninkayfesiHYPERLINK “http://www.mustafaninkayfesi.net/”.net

 

Ardindan baslıyoruz yürümeye parke taslı yollarda. Hemen yakınımızda ‘İmroz Poseidon Restoran’ var. Gün batımı icin çok keyifli.. (No:42 Bergüzar Hanım Sok.Telefon: 0541 318 7927.) Yakamoz restoran da çok keyifli , liman manzaralı ..Rezervasyon şart. Aynı zamanda motel i de mevcut.www.gokceadayakamoz.com/”.com.. Sokaklar çok hoş, pembe zamkumlar süslüyor tas evleri . Birden yolumuza Ada kokulu sabunlar atölyesi çıkıyor. Ve çeşit çeşit mis kokan sabunlardan almadan duramıyoruz. www.imroza.com

 

Gün akşama yaklaşır iken , Aydıncık koyuna geçiyoruz .Bulgarlar kite surf okulu acmislar burada . Yüzmek keyifli degil, ama sörf yapanlar seyredilmeli. gök yüzünde onlarca kelebek uçuyor gibi .Muhteşem görünüyorlar . Dersler -0n saati 350 euro. Kesinlikle ogrenilmeli ve yapilmali..

 

Aydıncık koyunun diğer tarafında ise,  tuz gölü  ve deniz in arasını kumsal ayırıyor ..Tuz gölü tarafında  kite yapanlar ,deniz tarafın da ise wind surf cüler mevcut..Bu arada tuz gölünün kıyı tarafında camur banyosu yapanlar da ayrı bir renk katıyor kumsala…Deniz tarafının kıyısında mutlaka denize girin.. Derin ve muhtesem . Günü burada tepedeki kafede buz gibi bira içerek sonlandırabilirsiniz..

 

Akşam yemeği için Kaleköy deki Son Vapur Restoran ı tercih ediyoruz. Kalamar sote yi tavsiye edebilirim. Çok büyülenmedim diyebilirim ama denenebilir.

Günün yorgunluğu ve gecenin uykusuzluğu ile tabiki sarhoş dönüyoruz otele…

Keyifli bir gündü..

 

 

2.gün Pazar;

 

Gün, Otel de kahvaltı ile başlıyor..Kahvaltı net ve güzel.. Peynir çeşitleri, yeşillikler, çeşitli reçeller..Yağda yumurta ekstra.. Ardından merkezde kurulan Pazara gidiliyor.. İstanbuldakinin 1/3 fiyatdaki tazecik sebzelere bakıp iç geçiriyor, Uzun yola dayanır diyerek , adacayi , kantaron otu gibi otlarlan keyif ile alıyoruz, tatlı tatlı konusan köylü teyzelerden .

Pazar çıkışı ise, kilise de ki ayine katılıyoruz. Tamamı 65-70 yaşlarında 15-20 kişiden oluşan Rum vatandaşları, ellerinde mumlar ile dualar ediyorlardı..Belki ölüleri , belki de ayrı kaldıkları akrabaları için .. Kimbilir..

 

Sonra yine yollara vuruyoruz kendimizi..Ver elini ‘Yukari Bademli köyü’

 

Köyün hemen girişindeki taş evin önündeki ,sevimli beyaz, bol pireli köpeği sevebilirsiniz. Kucaginizda hemen uyuya kalıyor .Çok seker. Sonra üzerinizdeki pireleri silkelemeyi unutmayın ama..

 

Köyde yeni açılan , ‘Kabuk‘ isimli dükkandan el emegi cantalardan satin alabilirsiniz. Fiyatlar 35 ile 45 TL arasında.

 

Sonra da ‘Son vapur ek seferde’ Bİr kahve içimlik mola verebilirsiniz..Yada akşam tekrar gelip , keyifli bir aksam yemegi yiyebilirsiniz..

 

 

Ardından , Ver elini Zeytinli Köyü..

 

Köydeki meydanda .. Madam in dibek kahvesindeyim.. Kosta amca ile konustukca bogazım düğümleniyor. Hüzünleniyorum ister istemez. Ucak muhendisi beyefendi dedesinden kalan kahveyi ,emekli olduk dan sonra işletmeye başlamış. Kahve yapiyorum işte diyor..düşüş oldu benim için diye devam ediyor.. .Belki de huzur doludur simdi ki yasamınız diyorum gozlerimden damlalarin akmasina engel olmak zor oluyor. Radyodan calan Yunan müzigi avuntuları olmuş belli ki…Neler neler , kimler kimler vardı buralarda diyor . Öyle bir lahana yetisirdi ki hem büyük ,hem lezzetli.. terzi vardı , fırınımız vardı, hepsi gitti diyor..O an belli ki onlarda gözlerinin önünden geçiyor, ben bile görebiliyorum.. Çocuklar Atina da calışıyor 15 gün geliyorlar senede. kısında biz gidiyoruz diye ekliyor. Kışın beklesek ne olacak , belki 2, belki 3 kahve yapariz kimsecikler olmuyor diye sürdürüyor sözlerini ..Kimilerine göre huysuz bir ihtiyar gibi görünen Kosta Amca, özünde duygusal , hüzünlü ve belliki iyi eğitimli bir beyefendi ..buna emin olun ..gozlerinin icine dikkatle bakmaniz yeterli bunu anlamak icin .

 

Köy Sokaklarını adım adım gezin derim . Restore edilen evler cogunluk da. bos olanlar da bakımsız yıkılmaya yüz tutmuş durumda. ama yine de fiyatlari yuksek. Zeytinli de ‘Panayot amca’ da eşinin elleri ile yaptığı sakızlı muhallebiden  yiyin mutlaka. Yanına da keci sütü ile yapılmıs dondurma da koyuyor ki, cok lezzetli..

 

Akşam üzeri, ‘kemanci sarap evi’ nde sarabinizi yudumlayabilir ve sevdiklerinize satin alabilirsiniz.

 

Hristo amca dan domates receli alabilir ve orada oturup tatli yiyebilirsiniz.

Zeytinli de yarım gününüze rahatlıkla geçirebilirsiniz..

 

 

Günün iyice ısındığını hissettiğinizde Deniz için önerim; Laz  Koyu . Minik ve özel koy. Sakin ve muhtesem bir denize sahip .yukasinda ki kafenin isletmesini süper oldugunu ne yazik ki söyleyemeyeceğim .. Kumsaldaki sejlonglara da boşuna para vermeyin .2 tane si semsiye ile beraber -10.-tl  ucuz , ama kemikleriniz 10 dakika sonra sizlayabilir.kum daha rahat inanin..

 

Gün bitip, güneş batışını yakalamak isterseniz hemen Yukarı Kaleköy e ,Poseidon a koşun.. Bir yandan Güneş batışı ve diğer taraftan da mehtabın çıkışında, rakınızı yada kırmızı şarabınızı yudumlayın.. Burada da yemek yiyebilirsiniz ama günlerimiz az , birde Yörük Çadırı nı göreyim derseniz, Yeni Bademli köy girişindeki Yörük çadırında mutlaka Oğlak tandır yiyin, isterseniz Rakı da mevcut.. Kuzu saç kavurmada tavsiye edilir.www.gokceadayorukcadirim.com

 

  

3.gün – Pazartesi ..

 

Sabah Otelde yapılan kahvaltının ardından bavulları toplama zamanı.. Tatilin son günü.. Güzel şeyler çabuk bitermiş.. Olsun varsın, sevgiler , sevdalar, öpücükler bitmesin..Sağ kalındık ça yine gelinir..

Program aslında yarım günü denize ayırmak ama neerrde.. Kahvaltının ardından merkezde araba ile bir tur yapalım azıcık diyoruz ve iş bankasının sokağında ki ‘Kokina’ ya takılıyor gözlerim. Eşimin itirazlarına ragmen , arabadan atlayıp giriyorum dükkana.. Tepedeki ahşap tekneler, ve seramik melekler takılıyor gözüme hemen.. Benim de işim hediyelik olduğundna duramıyorum konuşmadan, bakıyorum eşimde dükkanda.. Bir kahve , bir çay darken sohbet son derece keyifli oluyor Mekan sahibi Önder Bolluk ile.. Belki tesadüfler , belki de büyük şehrin yorgunluğu atmış onu buralara.. Eşi ile birlikte keyifli bir mekanda , kıymet bilen , maneviyatı yüksek insanlar beklerler inen her gemiden.. Dileğim zevkli mekanların uzun soluklu olması..

 

Gün öğleni geçiyor sohbet ile ve bu seferde gizli liman kumsalında buluyoruz kendimizi.. Orada upuzun bir kumsal durur iken, biz patika yoldan , dikenler arasında yürüyüp bacaklarımızı çizdirip minik arka koya iniyoruz. Bizden başka bir çift daha seçmiş bu zorlu yolu.. Kocaman taşların arasından sessiz ve mavi bir denize giriyorsunuz .. Harika bir duygu..

Buradaki deniz keyfinide bitirdikden sonra, tam arabaya binecek iken, kumsaldan da denize girmeliyiz diyoruz ve koşarak atlıyoruz.. Harika . 2 adımda derinleşen, masmavi bir deniz..

Saat 16.00 vapuruna yetişmek hedef iken halen buralardayız.. Gitmek istemiyoruz, daha yapacka pek çok şey var. 3 gün yetmiyor bize.. Yıldız koy a da uğramadan dönülmemeli diyor ve koşuyoruz..Burada keyifli bir deniz günü gecirip,hemen arkasindaki guzel bahceli kafede buz gibi biranizi icip ızgara keci peyniri yiyebilirsiniz..

Bİzim ,ne yazık ki vaktimiz yarımşar bira ve 1 porsiyon keçi peynirine yetti..

Ayni koydaki kayikci kafede bira bulamazsiniz;((

 

Ve işte ben.. Son dakikaya kadar faaliyet zihniyetindeki ben, Islak mayolarımı yolda gemiye giderken değiştirebildim, ve tam kalkmasına 5 dakika kala vardık limana.

 

Adadan izlenimler;

Hüzünlü bir ada.. Terk edilmiş , güzelim taş binalarda ne yaşanmışlıklar var kimbilir. Hemen hepside ocağını yuvasını istemeden bırakıp ayrılmış dostlarından.. anılarından.. emek verdiği topraklardan.

Gezilecek , görülecek pek çok yer var.. Göletler çok güzel.. Manzaralar harika.

 

Adayı, Yunan adaları ile kıyasladığımda, içki, yemek ve konaklama anlamında pahali. mevsimin kısalıgı ve gelenlerin sayısının azlıgı bunda etken sanırım.

 

 

Adada yapilacaklar;

 

Zeytinyag ,zeytin , efi badem ( bademli kurabiye) SUVLA yada TINI saraplarindan almak .

Kendi urettigi ahsap tekneleri ve zevkli seramikleri  satan KOKİNA dan alisveris yapmak .

Aydıncık koyunda Kite surf öğrenmek..

Zeytinli de dibek kahvesi icmek. Sakızlı muhallebi yemek, domates reçei almak.

Yörük cadirinda oğlak cevirme yemek ..

Laz koyunda, gizli liman kumsalında  denize girmek.

İmroz Poseidon da gunesi batirmak.

Kaleköy deki Pembe Kaval barda canlı müzik dinlemek ..

Erol saygi nin gokceada kitabindan almak.

Mis kokulu ada sabunlarından almak.

Tepeköy de 625 yıllık ağacı gormek.

Nerede ise tamamı boş olan Dereköy ü gezmek ve hüzünlenmek.

Merkezdeki örgü sepetlerden almak.

 

Yorum Bırakın.